Osaka Expo 2025: Dijital Sanat, Kültürel Miras ve Türkiye Pavilyonu

Osaka Expo 2025: Dijital Sanat, Kültürel Miras ve Türkiye Pavilyonu

Expo 2025 Osaka, “Yaşamlarımız İçin Gelecek Toplumunu Tasarlamak” teması ile küresel bir buluşmayı bizlere sağlıyor. Alt kırılımlarında hayatları kurtarmak, hayatları güçlendirmek ve hayatları bağlamak temalarını barındıran Expo; sağlık, genetik, tıp, dijitalleşme, akıllı şehirler ve sürdürülebilir dünya için küresel bir iş birliğine teşvik ediyor. Teknolojinin, sanatın ve kültürel mirasların bir araya gelerek yeni ifade biçimlerine dönüştüğü platformda, Türkiye Pavilyonu ile yer almak ülke vizyonumuza değerli katkılar sağlıyor. Dijital sanat ise, bu dönüşümün merkezinde yer alıyor. 

Osaka Expo'da Dijital Sanat ve Kültürel Miras 

Eskizlerden piksellere dönüşen dijital eserler, kültürel mirasımızı tüm dünyayla paylaşmanın etkili bir yolu. Expo 2025, Anadolu medeniyetlerinin tarihi ve kültürel mirasını yeni teknolojilerle geleceğe taşımak için bizlere önemli fırsatlar sunuyor. 

Dijital Sanat ve İzleyici Deneyimi 

Dijital sanat, izleyicilerin eseri yalnızca gözlemlemelerini değil, aynı zamanda sanatın içerisine dahil olmalarını ve onu deneyimlemelerine imkan sağlıyor. VR teknolojiler, immersive alanlarla sanat tutkunları kendilerini eserin bir parçası olarak hissedebiliyorlar. Kültürler arası dijital yolculuk zihinlerde bambaşka kapılar açabiliyor. 

(Temsili bir görseldir. Gerçeğini yansıtmaz.)

Dijital Sanatın Yükselişi ve Türkiye Pavilyonu

Dijital sanat, plastik sanatların fiziksel sınırlamalarını adeta ortadan kaldırıyor ve sanatçılar için yepyeni alanlar sağlıyor. Expo 2025, dijital sanatın sağladığı bu imkanları uluslararası bir platformda sergileyerek, farklı kültürleri bir araya getiriyor. 

Expo 2025’te Türkiye pavilyonu, “Hayatları bağlamak” alanında yerini alıyor. Bir yandan kadim medeniyetlerin mirasını, sahip olduğumuz enstrümanlarla yeniden yorumlarken, diğer yandan Türk ve Japon kültürleri arasındaki benzerlikleri keşfetme ve bunları sanat aracılığıyla ifade etme imkânı buluyoruz.

Medeniyetlerin Altın Çağı

Türkiye, “Medeniyetlerin Altın Çağı” temasıyla Expo’da yer alarak, tarihten günümüze bilim, sanat ve kültür alanlarında toplumlara öncülük etme misyonunu vurguluyor. Zengin tarihi mirası, insanlığın sıfır noktası olarak kabul edilen Göbeklitepe’den Osmanlı’ya, Selçuklu’dan günümüz Türkiye’sine kadar geniş bir perspektifte ele alınıyor. Doğu ile Batı arasında bir köprü konumundaki Anadolu, dijital sanat, enstalasyonlar ve geleneksel motiflerin modern ve yenilikçi yorumlarıyla küresel sahnede kendini gösteriyor.

Day-Yesterday-Today-Heyday

Zamanı lineer bir ölçüt olarak ele aldığımızda, en küçük birimi gün (day) olarak kabul edersek, çağlar ve toplumlar da tıpkı gündüzün geceye kavuşması gibi, günbegün dönüşüm geçirir.

Her geçen gün, çağların oluşumunda büyük zaman dilimlerinin birikimi olarak düşünülebilir.

Kadim medeniyetler, gökyüzünü, güneşi ve ayı gözlemleyerek dünü, bugünü ve yarını takip etmişlerdir. Türkiye olarak, dünümüzü, bugünümüzü ve yarınımızı güçlü bir şekilde inşa ettiğimiz ortak geleceğimizi, medeniyetlerin altın çağı konseptinin ışığıyla bugün de yaşamaya devam ediyoruz.

Altın Çağın taşıyıcı 7 temel başlığı ise;

• Heyday of Commerce

• Heyday of History

• Heyday of Culture

• Heyday of Gastronomy

• Heyday of Creative Industries

• Heyday of Wellness

• Heyday of Türkiye

kavramlarından oluşuyor.

Göbeklitepe ve Kün-Ay

Göbeklitepe’nin mirasımızda bıraktığı kalıntılarda rastlanan Kün-Ay sembolü, insanlığın dünya sahnesine çıktığı en eski dönemlerden beri sıkça kullanılan bir motif olmuştur. Sıfır noktasından günümüze uzanan bu zaman dilimi, birçok medeniyeti, kültürü, lezzeti, buluşu ve yaşam biçimini içinde barındırmıştır. Medeniyetlerin, tıpkı Kün-Ay sembolünün gündüzden geceye uzanan döngüsü gibi, oluşturduğu bu birikim, geleceğin dünyası için bizlere bir kılavuz niteliği taşırken, “Medeniyetlerin Altın Çağı” konseptinin de temel metaforu olmuştur.

Sonuç

Türkiye, Expo 2025’te “Medeniyetlerin Altın Çağı” temasıyla yer alarak, geçmişten geleceğe uzanan kültürel mirasını dijital sanatın imkanlarıyla dünya sahnesine taşıyor. Bu yolculuk, kadim medeniyetlerin birikimini modern yorumlarla buluşturarak, geleceğin sanat ve teknoloji vizyonuna ilham veriyor.